Saturday, August 26, 2006

kutu kutu pense

yakınlarda biryerlerde birileri itiraf ediyor kalpsiz olduğunu kalbin ne demek olduğunu başka bir biçimde bilen bir diğerine, duyuyorum, duyuyorum duymasına da manidar bulamıyorum, seslerin hep başka bir imgeleme denk düştüğü kaotik bir yalnızlığın dizeleri olur bunlar olsa olsa, ben de bir nevi röntgenci mevzuya fransız, ama gel gör ki durum hep bu ve buna benzer, fransız veya iskoç, tanık oluyorum sürekli, istenmediğim yerlerde buluyorum zihnimi ..

evdeki bitkilere olan duyarlılığımı yitirdim, ölmeleri gerektiğini mi düşünüyorum içten içe bilmem, ama elim varmıyor birtürlü, eğik boyunları, ümidi kesmiş gibiler, ve sanırım ben bu durumdan tuhaf bir zevk alıyorum ..

fildişi kulelerde falan da değilim ..

ama o ses hep aynı : "istenmiyorsun, git, git, git, git, git, defol." .pek yüz göz olma alışkanlığım yoktur allahtan seslerle, dedim ya, güven telkin etmezler bana eskiden beri ..

şu parmaklarımın bir takım nesnelere vuruşu ile ortaya çıkan semboller, onların bütünlüğü, ve bir başkasında uyandırdıkları ..

ever halen merak edebiliyorum, bu da olmasa ..

ne olmuş yani pense elmamı yediyse, neden çıkardın beni dünya saçmanın içinden, o ki en vazgeçilmezimdi, bak gel gör halimi, kurtulamıyorum saçmadan, saçmalamaktan, o ki tek güzelliktir beklentisi olmayan, bedel ödetmeyen, en azından kendi kurgusuz dünyası içinde, ama işte ona da bedel biçtiler, yalnız olmalısın o zaman diyorlar, ama diyecek oluyorum, ne kadar kalabalık olduklarını gördüğümde her seferinde, sesim düğümleniyor boğazımda, sessizlik hükmediyor dünyama böylece, her gün daha fazla ..

yoksa en doğrusu aczimi kabullenmek mi ?

gerçekten susmak mı ?

time will tell ..

but i do not like time ..

i do not even want to hear it's name ..

10 cm içicem seni şimdi, seni de bir 3 lt kadar, başladığımız yerden pek uzaklarda olucaz merak etme, endişeye yer yok bu akşam ..

hadi daha fazla beklemeyelim, lütfen, sonralarda kaybetmeyelim şimdiyi, bu sefercik olsun dinle beni, en son ne zaman pişman oldun beni dinlediğine, ben biliyorum aslında ne zaman, ama gel bu akşam unutalım, bu akşam beklemeyelim, sanki beklersek, sanki unutursak, sanki ..

santimler litreleri kovalıyor, eski günlere düşmeye meyil ediyorum, bir yolu olmalı bununla mücadele etmenin, E.K.T. ?

ekateekateekateekate geliyor uzaklardan, birazdan burada olur, oturur konuşuruz da anlatmasam, ifade etmesem ne konuştuğumuzu, daha iyi olur ..

bak başladığımız yere döndük yine .

harice dahil olarak kapatıcaz yine anlaşılan .

sesim geliyor mu ?

birbeşdenemeikibirüç
hişt
pişt
ben aslında yokum .

1 Comments:

Blogger skoer said...

ah ben de bir yok olabilsem.

1:34 PM  

Post a Comment

<< Home