Tuesday, January 23, 2007

üç numero

yanık barut kokusuna esir bir öğle sonrası
ağaçların gölgeleri bir tablo boyuyor benden sana çıkan yokuşta
siyah
kaybolan bakışımsız günler işte
beyaz
susamışım çimenlere bırakıyorum kollarını
dayısı tartaklıyor annesinin yalanlarını kuş kızın
sebil karpuzlara adanmış hayallerin çocukları kaldırımlarda oturuyor
akşama kavuşacak olmanın hüznü
şimdiden çökük dağlarımızın omuzları
sarı
şu an birden unutuş kalkabilir tezgahlardan
kalkar da konar bir gün bu yalanlar bulutlara
kirlenir dünya
sevdiğinden emin misin ?
sevgi nedir bilirsin
gri
olmasına olur ama
olmaz olmaz
şeffaf
acının farkındalığı sinmiş camlardan sarkan çarşaflara
kadınların beklentilerini gece melekleri çalmış
şu geçmiş yıllar da hep sırtı bana dönük
karanlık dağların arkasında kalmış
hesaplar karman çorman
kahverengi
hiçbirine aldırmayan bir yaşlı adam uzanır şu çatıda
kenarlarda biryerlerde
dalgınlığının sorumsuz masumiyetinde saklı
mavi
...

1 Comments:

Blogger metemorfoz said...

önden buyrun efenim :)

1:39 AM  

Post a Comment

<< Home